Üç öğrenci babaları ile öğünmektedir, birincisi: Benim babam çok usta tamircidir, en külüstür arabayı bile jet gibi çalışır hale getirir, ikincisi benim babam çok büyük sıvacıdır en çirkin evi bile bir sıvadı mı güp güzel hale getirir, sonuncu öğrenci benim babam körlerin gözlerin bir anda iyi eder, tekerlekli sandalyedekileri yürütür hatta kolu olmayanların kollarını çıkartır, …
Kategori Arşivi: Politika Fıkraları
Eyl 27
Ameliyat Etmek
Büyük bir hastahane de 5 meşhur cerrah oturmuş hangi meslekten olan insanları ameliyat etmenin kolay olduğuna dair sohbet ediyorlarmış. İlk cerrah; “Ben” demiş “Muhasebecileri, hesap uzmanlarını ameliyat etmeyi severim. İçlerini açtığım zaman her şey numaralıdır, iş kolay olur” İkincisi; “Doğru ama” demiş “Elektrikçilerin, elektronikçilerin ameliyatı daha kolay olur. Her şey ayrı, ayrı renktedir” Üçüncü cerrah; …
Eyl 27
Aldığımız Fiyata
Eyl 27
İncili Çavuş İşbaşında
İncili Çavuş, padişahın isteği üzerine vezirlerinden birinin taklidini yaparak padişahı eğlendirmiş. Bunu duyan vezir haliyle çok kızmış: -İncili’yi geberteyim de aleme ibret olsun, demiş. Can derdine düşen İncili, padişaha koşup durumu anlatmış. -Hele öldürsün de göreyim.. Ben de onu asarım! deyince, İncili: -Aman hünkarım, demiş. Beni öldürmeden önce onu assanız olmaz mı?
Eyl 27
En İyi Tarafı Nerede
Lincoln’ün başkanlığı sırasında iş isteyen bir genç huzuruna çıkıp, köklü bir Amerikan ailesinden geldiğini, akrabalarının Amerika’ya ilk yerleşenler arasında olduğunu, büyük babasının kızıl derililere karşı savaştığını babasının iç savaşta büyük faydalar sağladığını… derken Cumhurbaşkanı gencin sözünü keser ve: -Delikanlı, siz bana patatesi hatırlatıyorsunuz, çünkü onun en iyi tarafı toprak altındadır, der.
Eyl 27
Politik Bir Cevap
Bir politikacı, seyahat için trene binmeyi tercih etmiş, bir kompartımana girmiş. Ortalık gayet sakin. Karşısında dergi okuyan birisi var. Adamın elindeki dergiye bakmış “Time” yazılı. “Tamamdır!” diye geçirmiş içinden. Adamın İngilizce bildiğinden girmiş ve: “Efendim,” demiş. “Ne güzel, İngilizce dergi okuyorsunuz.” “Vıy!” “Ooo, aynı zamanda Fransızca da var.” “Si!” “Harika! Bir şeyim beyim. İtalyancaya da …
Eyl 27
Kadılığın Zorluğu
Bir toplantıda, söz dönüp dolaşıp kadılığa yani hakimliğe gelir. Orada bulunanlardan biri şöyle der: -Kadılığı, taraflardan birinin yüksek makamları işgal edenlerden olması zorlaştırıyor. Sohbetin tam burasında, nüktedanlığı ile tanınan Molla Hızır Bey söze karışma gereksinimi duyar: -Bunda bir zorluk yoktur. Makamca yüksek olanın lehinde kararı verirsin. Dava hallolur. Esas zorluk, iki tarafın da makamca yüksek …
Eyl 27
Nerede O Akıl
Politikacının biri köylerde seçim propagandasına çıkmıştı. Daha önce köy yaşamını hiç görmediğinden her şeyi merakla inceliyordu. Bir ara dolabı çeviren eşeği izledi ve köylüye: “Hayvanın gözlerini bağladığını anladım da, boynuna niçin çıngırak astın” dedi. “Onu hiç anlamadım.” “Efendim, eşek dönerken, durursa, çıngırağın sesi kesilir, ben de durduğunu anlarım. Koşup hayvanı tekrar yürütürüm.” “İyi ama, eşek …
Eyl 27
Ak Sakallı Olsaydı
Varna Savaşı’nda muharebe meydanında dolaşan II. Murad, düşman askerlerinin hep genç olduğunu görür. Komutanlarından birine sorar. -“Garip değil mi? Bu kadar ölünün içinde hiç ak sakallı görmedim. Hepsi genç, hepsi taze!” Komutan şu cevabı verir: – “Padişahım! İçlerinde bir ak sakallı olsaydı, başlarına bu felâket gelir miydi?”
Eyl 27
Fatih Niye Üstün
Napolyon, S. Helen adasında sürgün bulunduğu sırada; -“Fatih mi yoksa siz mi büyüksünüz?” Sorusunu soranlara şöyle cevap vermişti: -“Büyüklükte ben onun çırağı bile olamam. Çünkü ben, kılıçla zaptettiğim yerleri henüz hayattayken geri vermiş bir bedbahtım. O ise; fethettiği yerleri nesilden nesile intikal ettirmenin sırrına ermiş bir bahtiyardır.”
Sizden Gelenler